İran ve Avrupa ülkeleri arasında nükleer anlaşma görüşmeleri İstanbul'da devam ediyor. İran'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda gerçekleşen görüşmelere, her iki taraftan da dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki heyetler katılıyor. Görüşmeler, basına kapalı olarak yürütülüyor. Bu, 2015 nükleer anlaşmasının Avrupa tarafları olan İngiltere, Fransa ve Almanya (E3) ile İran arasında ikinci bir görüşme. Mayıs ayında yapılan ilk görüşmede, ABD ile İran arasındaki dolaylı müzakerelere paralel olarak temasların sürdürülmesi kararı alınmıştı. Ancak Haziran ayındaki İsrail saldırılarının ardından müzakere süreci geçici olarak durmuştu. Görüşmelerin yeniden başlaması, özellikle 18 Ekim'de sona erecek olan "tetik mekanizması" (snapback) maddesi nedeniyle önem taşıyor. Bu madde, İran'ın anlaşmayı ihlal etmesi durumunda BM yaptırımlarının yeniden uygulanmasına olanak tanıyor. Avrupa ülkelerinin bu mekanizmayı işletme tehdidi, İran'ın endişelerini artırıyor.

İran'ın Endişeleri ve "Tetik Mekanizması"

İran, Avrupa ülkelerinin "tetik mekanizması"nı kullanabileceği endişesini dile getiriyor. 2015 nükleer anlaşmasında yer alan bu madde, BM yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabiliyor. İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Avrupa'nın bu mekanizmayı işletmek için hukuki dayanağa sahip olmadığını savunuyor. İran, ABD'nin 2018'de anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımları geri getirmesinin ardından anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerini artırmıştı. Bu durum, uluslararası toplumda gerginliğe yol açtı. Görüşmelerin başarılı olması, hem İran'ın hem de Avrupa'nın çıkarlarına hizmet edecek ve bölgesel istikrara katkıda bulunacaktır. Her iki taraf da diplomasi yoluyla bir çözüm bulmak konusunda istekli görünüyor.

2015 Nükleer Anlaşması ve Sonrası

2015'te imzalanan nükleer anlaşma, İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlaması karşılığında BM yaptırımlarının kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak ABD'nin anlaşmadan çekilmesi, bu dengeyi bozdu. Avrupa ülkeleri, ABD'nin bu kararını eleştirse de yaptırımların geri getirilmesine karşı etkili bir önlem alamadılar. Bu durum, İran'ın anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmesini zorlaştırdı. İran'ın zenginleştirme faaliyetlerini artırması, uluslararası endişeleri artırdı ve yeni müzakerelerin zorunlu olmasına neden oldu. İran'ın nükleer programı, bölgesel ve uluslararası güvenlik için büyük önem taşımaktadır.

Görüşmelerin Önemi ve Geleceği

İstanbul'daki görüşmelerin sonucu, İran nükleer krizinin gidişatını belirleyecek. Hem İran hem de Avrupa ülkeleri, bir çözüm bulunması için diplomasi yolunu tercih ediyor. Ancak, "tetik mekanizması" ve ABD'nin tutumu, mü-zakereleri zorlaştırıyor. Başarılı bir sonuç, bölgesel istikrar ve küresel güvenlik için önemli olacaktır. Görüşmelerin devam etmesi, sorunun diplomatik yollarla çözülebileceğine dair umut veriyor. Ancak, uzun vadeli bir çözüm için tarafların karşılıklı taviz vermesi gerekiyor.